Ana Sayfa > Dini Bilgiler > Temiz Ve Temizleyici Olan Sular

Temiz Ve Temizleyici Olan Sular

İslam’da Taharet konusunda Temiz Ve Temizleyici Olan Sular nelerdir?

SULAR VE KISIMLARI:

Temiz Ve Temizleyici Olan Sular

Kendisi temiz olan ve başkasından hadesi ve necaseti giderip temizleyici olan sulardır.

Yağmur suyu: Allah Azze ve Celle buyuruyor ki; “Biz, ölü toprağa can vermek, yarattığımız nice hayvanlara ve nice insanlara su vermek için gökten tertemiz su indirdik.”(Furkan 48)

“Sizi temizlemek, şeytanın pisliğini sizden gidermek, kalplerinizi birbirine bağlamak ve savaşta sebat ettirmek için üzerinize gökten bir su (yağmur) indiriyordu.”(Enfal 11)

Kar ve dolu gibi aslı su olanlar: Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Rasulullah (aleyhissalâtu vesselâm) namaz için tahrime tekbirini alınca kıraate geçmezden önce bir müddet sükut buyurmuştur. Ben:

“Ey Allah’ın Resûlü, dedim, anam babam sana feda olsun, tekbir ile kıraat arasındaki sükut esnasında ne okuyorsunuz?” Bana şu cevabı verdi:

“Ey Allah’ım, beni hatalarımdan öyle temizle ki, kirden paklanan beyaz elbise gibi olayım. Allah’ım beni, hatalarımdan su, kar ve dolu ile yıka” diyorum.”64

Pınar ve kaynak suları: Allah Azze ve Celle buyurur ki; “Görmedin mi? Allah gökten bir su indirdi, onu yerdeki kaynaklara yerleştirdi..”(Zümer 21)

Deniz suyu: Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Bir adam Rasulullah (aleyhissalâtu vesselâm)’a gelip:

“Ey Allah’ın Resûlü! Biz gemiye binip, beraberimizde az bir su alabiliyoruz. Abdestlerimizi bu su ile alsak susuz kalacağız. Deniz suyu ile abdest alabilir miyiz?” diye sordu. Rasulullah (aleyhissalâtu vesselâm):

“Evet, denizin suyu temizdir, meytesi (ölüsü) de helâldir” cevabını verdi.65

Zemzem Suyu: Ali r.a. rivayet ediyor; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem zemzem ile dolu olan kovayı istedi ve ondan içtikten sonra onunla abdest aldı.”66

Uzun süre beklemekten dolayı değişerek acılaşmış su veya ağaç yaprağı, sabun, yosun v.b. karışmasından korunamayan sular: Beklemekten dolayı tadı ve rengi değişmiş olan suyun temiz oluşu hakkında alimlerin ittifakı vardır. Deri ve bakır

kaplarda değişen sular ile balık gibi deniz hayvanları sebebiyle değişikliğe uğrayan sular da böyledir.67 Bunun delillerine gelince;

Ümmü Atiye el-Ensariye radıyallahu anhâ anlatıyor: “Rasulullah aleyhissalâtu vesselâm, kızı (Zeyneb radıyallahu anha) vefat ettiği zaman yanımıza girdi ve: “Onu sidreli su ile üç veya beş veya -gerek görürseniz- daha fazla yıkayın. Sonuncu yıkamaya kafûr koyun. Yıkama işini bitirdiniz mi bana haber verin!” buyurdu. İşimiz bitince Rasulullah aleyhissalâtu vesselâm’ı çağırdık. Bize kendi izarını verdi ve: “Ona, önce bunu sarın!” dedi.”68

Ümmü Hânî r.a.’dan; peygamber sallallahu aleyhi ve sellem ve Meymune r.a., içinde hamur izi olan bir kaptan guslettiler.”69

Abdullah ibni Zeyd r.a.’den; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem geldi ve ona bakır bir tas ile su getirdik. Ondan abdest aldı….”70

İbni Abbas ve Enes r.a.’dan gelen rivayetlerde Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in deri kaplardan abdest aldığı ve istinca yaptığı anlatılmıştır.71

Necaset karışan fakat tadı, rengi ve kokusu değişmeyen sular: Ebû Saîdi’l- Hudrî (radıyallâhu anh) anlatıyor: “Rasulullah (aleyhissalâtu vesselâm)’a:

“Ey Allah’ın Resûlü! Biz senin için Budâ’a kuyusundan su alıyoruz. Halbuki onun içerisine (ölmüş) köpeklerin leşleri, kadınların hayız bezleri, insan pislikleri atılıyor, (ne yapalım, su almaya devam edelim mi?)” diye sordular. Şu cevabı verdi:

“Su temizdir, onu hiçbir şey kirletmez.”72

Ebû Dâvud der ki: “Kuteybe İbnu Saîd’i işittim. Dedi ki: “Budâ’a kuyusunun bakıcısına derinliğini sordum. “Suyun en çok olduğu durumda kasıklara kadar çıkar” dedi. “Azaldığı zaman?” dedim, “Avret mahallinin (dizinin) altına düşer” dedi. Ebû Dâvud der ki: “Budâ’a kuyusunu ridam ile bizzat takdir ettim. Üzerine ridâmı gerdim. Sonra ridâmı ölçtüm. Kuyunun genişliği altı zira idi. Bahçenin kapısını bana açan kimseye: “Kuyunun süregelen yapısı hiç değiştirildi mi?” diye sordum. Bana “Hayır!” dedi. Kuyunun içindeki suyun rengini değişmiş gördüm.”73

İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: “Rasulullah (aleyhissalâtu vesselâm)’ı dinledim. Kendisine çöl bir arazide bulunan bir sudan ve ona uğrayan hayvan ve vahşilerden soruluyordu. Şöyle cevap verdi:

“Eğer su iki kulle (İki varil) miktarında olursa pislik taşımaz!”74

Yani bu miktardaki su, pisliği barındırmaz, atar. Ancak suyun vasfı değişirse bu başkadır. İki kulleden az miktardaki su hakkında mutlak olarak pisliği barındıracağı da söylenmemiştir. Suyun vasfının değişmesi dikkate alınır. Nitekim Zuhrî r.a. dedi ki; “Tadı, kokusu veya rengi bozulmamış olan suda sakınca yoktur.”75 Bu konuda icma olduğunu İbnul Münzir ve İbnul Mulakkin nakletmişlerdir.76

Kullanılmış su: Necasetin giderilmesi için abdest ve gusülde kullanılmış sular da temiz ve temizleyicidir. Delillerine gelince;

Urve İbnu Zübeyr, Misver İbnu Mahreme ve Mervan’dan almış. Misver ve Mervan her ikisi de birbirlerinin sözünü tasdik etmişlerdir. Derler ki: …Rasulullah aleyhissalâtu vesselâm yere bir kerecik tükürmeye görsün, mutlaka onlardan bir adamın eline düşüyordu. Onu alıp yüzlerine, derilerine (teberrüken) sürüyorlardı. Bir şey söyleyecek olsa emrine hepsi birden koşuşuyordu. Abdest alacak olsa, abdest suyundan kapabilmek için nerdeyse (itişip-kakışıp) kavga ediyorlardı. Konuşsalar onun yanında seslerini kısıyorlardı. Saygıları sebebiyle O’na dikkatle bakamıyorlardı bile…”77

İbn Abbas’dan Rasululah’ın hanımlarından biri Cefne denilen büyük bir kapta gusletti. Sonra da Rasulullah o kaptan abdest almak veya gusletmek için gelince:

“Ey Allah’ın rasulü, ben cünüp idim.” dedi. Bunun üzerine Rasulullah şöyle buyurdu:

“Su cünüp olmaz..” 78

Rubeyyi Binti Muavviz r.a.’dan; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem (abdest alırken) elinde kalan su ile başını mesh etti.”79

Ebu Hureyre’den: Medine yollarından birinde, ben cünüb iken Rasulullah bana rastladı. Gizlendim, gidip yıkandım ve geldim. Rasulullah:

“Nerede kaldın? Ya Eba Hureyre?” dedi. Ben:

“Cünüb idim, temizlenmeden seninle beraber oturmayı doğru bulmadım.” dedim.

Rasulullah şöyle buyurdu:

“Subhanallah, müslüman necis olmaz.”80

Yani cünüp bir müslüman, bir suya elini daldırmış olsa ya da nemli bir şeye dokunsa onu pisletmiş olmaz. Nitekim Abdullah Bin Zeyd r.a. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in abdestini anlatırken, elini tasa daldırıp su aldığını belirtmiştir.81 Cerir Bin Abdullah r.a. de, hanımına misvaklanırken kullandığı su ile abdest almasını emretmiştir.82

Isıtılmış su: Ömer r.a. için güğüm ile su ısıtılır ve bu su ile guslederdi.83 Aynısı

İbni Ömer, İbni Abbas, Hasen el Basri, Ebu Vail ve Seleme r.a’den de rivayet edilmiştir.

KISIM: TEMİZ OLAN FAKAT TEMİZLEYİCİ OLMAYAN SULAR

Temize karışarak suyun ismini değiştiren; boya, sirke ve gül suyu gibi isimler alan sularla, suya galip gelen mürekkep, pişirilerek etsuyu haline gelen sulardır. Bu tür sularla abdest ve gusül alınamaz. Temizlik ancak su ile mümkün olur.84

Allah Azze ve Celle buyuruyor ki; “…su bulamamışsanız temiz toprakla teyemmüm edin..”(Nisa 43, Maide 6)

Ata r.a. süt ve nebiz (şerbet) ile abdest almayı çirkin görür ve “bunlarla abdest almaktansa teyemmüm etmek daha iyidir” derdi.85

Ebu Halde’den: Ebu Aliye’ye “Cünüp olup da yanında nebizden başka su bulunmayan kimse nebizle gusledebilir mi?” diye sordum. “Hayır” cevabını verdi.86

İmam Buhari Sahih’inde şöyle bir konu başlığı koymuştur; “Nebiz ile ve sarhoş edici

şeylerle abdest caiz değildir. Hasen ve Ebul Aliye bunu çirkin gördüler”87

KISIM: PİS SULAR

Necasetin karışmasıyla tadı, rengi veya kokusu değişen sulardır. Bunlarla temizlik caiz değildir. Şeyhulislam İbni Teymiye r.a. dedi ki; “Su necaset ile karışıp değişikliğe uğrarsa ittifakla necis olur.”88 İbnül Münzir dedi ki; “içine necaset düşüp tadı, rengi veya kokusu bozulan suyun, ister az, ister çok olsun necis olduğunda alimler icma ettiler.”89

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir