İslama göre tuvalet adabı nasıldır nasıl yapılması gerekir? işte detaylar…
İnsanlardan uzaklaşarak örtünmek; Mugire İbnu şu’be radıyallahu anh anlatıyor: “Rasullullah aleyhissalatü vesselâm kazayı hâcet yapacağı zaman uzağa giderdi.”
Yollara, gölgelere ve akarsulara defi hacet yapılmaz; Mu’âz radıyallahu anh’tan; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki; “Lânete sebep olan üç yere abdest bozmaktan kaçının: Su yollarına, işlek yollara ve gölgeliklere.”
Durgun suya ve banyo yapılan yere idrar yapılmaz; Abdullah İbnu Mugaffel radıyallahu anh anlatıyor: “Rasulullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Sizden kimse hamam yaptığı yere akıtmasın. Zirâ vesveselerin çoğu bu yüzden hâsıl olur.”
Câbir (r.a.) anlatıyor: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem durgun suya küçük abdest yapmayı yasakladı.”
Hastalık, soğuk gibi sebeplerle bir tasa işemek caizdir; Ümeyye binti Rukayka (r.a.) anlatıyor: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in ağaçtan yapılmış bir kabı vardı. Onun içine küçük abdestini yapar, karyolanın altına kordu.”
Yere iyice eğilmeden avret açılmaz; İbn Ömer’den: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem abdest bozmak istediğinde yere yaklaşmadan (çömelmeden) elbisesini toplamazdı.”
Helaya girerken ve çıkarken okunacak dualar; Ali b. ebî Tâlib (r.a.)’den; Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Cinlerin gözleri ile Adem oğlunun görünmemesi gereken yerleri arasındaki perde, tuvalete girerken okudukları “Bismillah” sözüdür.”
Enes b. Malik’den: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem helaya girmek istediğinde,
“Allah’ım, ben erkek ve dişi şeytanlardan sana sığınırım.” diye dua ederdi.
Ebu Bürde dedi ki: Bana Aişe’nin rivayet ettiğine göre, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem heladan çıktığında: ﹾﻔﺮﺍﻧﻚَ ﹸﻏ
“(Ey Allah’ım) Affını isterim.” derdi
Helada kıbleye ön ve arka dönülmez; Ebû Eyyub (r.a.) anlatıyor: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdular ki: “Helaya çıktığınızda küçük ve büyük abdest bozmak için kıbleye ön ve arkanızı dönmeyin; doğuya veya batıya dönün.”167
Râfi bin İshak anlatıyor: Mısır’da bulunduğu sırada Ebû Eyyûb el-Ensarî’nin şöyle dediğini işittim: “Şam’a geldiğimizde kıbleye doğru yapılmış tuvaletlerle karşılaştık. Elden geldiğince başka tarafa dönmeye çalışıyor ve Allah’tan bağışlanma diliyorduk. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem herhangi biriniz büyük veya küçük abdestini yaparken önünü ve arkasını kıbleye dönmesin” buyurmuştu. Vallahi ben bu helâlarda nasıl hareket edeceğimi bilemiyorum.”
İbni Ömer r.a.’dan ve Mervan el Asfar’dan bina içinde kıbleye dönmenin caiz olduğuna dair rivayetler fiilî sünneti ifade etmektedir. Kavli sünnet ile fiilî sünnet çelişirse kavlî sünnet tercih edilir. Mervan el Asfar’ın rivayeti ise İbni Ömer r.a.’dan mevkuftur. Mevkuf hadis (sahabe sözü) merfu hadisin hükmünü değiştirmez. Hulasa; ister bina içinde olsun, ister açık alanda olsun kıbleye dönerek kazayı hacet yapmak caiz değildir.
Elbiseye ve bedene idrar sıçramasından sakınmak; İbni Abbas (r.a.) anlatıyor: Rasulullahsallallahu aleyhi ve sellem iki mezarın yanına geldi ve: “Şu mezardakilerin ikisine de azab edilmektedir. Kendilerine yapılan azâb herhangi bir büyük günah işledikleri için değil. Şu mezarda yatan, küçük abdest yaparken bevlden sakınmazdı.
Öteki mezardaki ise koğuculuk yapardı” dedi. Sonra, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem yaş bir hurma dalı istedi. Getirilen hurma dalını ikiye ayırdı.
Birini bir mezarın, diğerini de diğer mezarın üzerine dikti. Daha sonra buyurdular ki: “Umulur ki, bunlar yaş olarak kaldığı müddetçe azapları hafifler.”
Sağ el ile istinca yapılmaz; Ebû Katâde(r.a.) anlatıyor: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdular ki: “Sizden biri bir şey içtiğinde, kabın içine üflemesin. Helaya gittiğinde, zekerine sağ eliyle dokunmasın, sağ eliyle de silinmesin.”
Su ile istinca; Enes bin Mâlik (r.a.) anlatıyor: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem helâya girdiğinde ben yaşta bir çocukla birlikte, su dolu bir kab taşırdık. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem su ile taharetlenirdi.
Taş ile istinca edilirken en az üç taş kullanmak; Hz. Selmân radıyallahu anh’ın anlattığına göre, müşrikler kendisine: “Sizin arkadaşınızın (Aleyhissalâtu vesselâm) sizlere helâda abdest bozmayı bile öğrettiğini görüyoruz” demişlerdir. O da onlara Şöyle cevap vermiştir:
“Evet, doğrudur. Rasulümüz aleyhissalâtu vesselâm, bizi sağ elimizle istinca yapmaktan nehyetti, büyük veya küçük abdest bozarken, kıbleye yönelmekten de nehyetti. Abdest bozduktan sonra istinca ederken kurumuş hayvan mayısını veya kemiği kullanmamızı da nehyetti ve dedi ki: “Sizden kimse, üç taştan daha azı ile istinca etmesin.”
Tezek ve Kemik ile istinca edilmez; Ebû Hureyre (r.a.)’den: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdular ki: “Ben bir baba gibi sizlere her şey öğretirim. Herhangi biriniz helaya gittiği zaman önünü ve arkasını kıbleye dönmesin, sağ eliyle de taharetlenmesin.” Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem üç defa taş ile taharetlenmeyi emreder; tezek ve çürümüş kemikle taharetlenmeyi nehyederdi.
Defi hacet esnasında selam alınmaz; Abdullah bin Ömer (r.a.) anlatıyor: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem küçük abdest yaparken birisi yanından geçti ve selam verdi. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem selamını almadı.
İstincadan sonra elin yere sürülerek silinmesi; Ebû Hureyre (r.a.) anlatıyor: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem abdest almaya niyetlendi. İstincadan sonra ellerini toprakla ovdu.
Defi hacet esnasında iki kişi avretleri açık olarak konuşamaz: Ebu Said r.a. rivayet ediyor; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki; “Defi hacet yapmak üzere avretlerini açmış iki kişi bu halde konuşurlarsa, Allah buna öfkelenir.”
İDRARI AYAKTA YAPMAK CAİZ MİDİR?
Aişe (r.a.) anlatıyor: Kim size, Rasûlullah’ın ayakta küçük abdest yaptığını söylerse ona inanmayın. Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem çökmeden küçük abdestini yapmazdı. Aişe r.a. ancak kendi gördüğünü söylemiştir. Lakin diğer bir rivayet şöyle;
Huzeyfe (r.a.) anlatıyor: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bir kavmin küllüğüne geldi ve orada ayakta küçük abdest yaptı.
Ayakta işemekten yasaklayan sahih bir rivayet yoktur. Ömer, Ali, Zeyd Bin Sabit r.a. ve başkalarının da ayakta bevlettiği sabit olmuştur. Eğer sıçrantılardan emin olunursa ayakta bevletmek kerahatsiz olarak caizdir.
Nâfi rahimehullah anlatıyor: “İbnu Ömer radıyallahu anh’ı ayakta bevlederken gördüm.”
Ömer r.a. önce; “Müslüman olduğumdan beri ayakta abdest bozmadım”181 demiş, muhtemelen bunda sakınca olmadığına dair rivayet kendisine ulaşınca ayakta bevl etmiştir; Zeyd r.a.’den; Ömer r.a.’ı ayakta bevl ederken gördüm.